Kurban Bayramı ve yaz sezonu öncesi milyonlarca yerli turist tatil hazırlığı yaparken, turizm sektörünü sarsan bir gelişme yaşandı. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın başlattığı yoğun denetimler sonucunda, “turizm işletme belgesi” bulunmayan 4 bini aşkın konaklama tesisi mühürlendi. Otellerin ani kapatılması sektörde büyük paniğe yol açarken, tatil planı yapan vatandaşlar da mağduriyet riskiyle karşı karşıya kaldı.
2021 yılında yürürlüğe giren yasa ile tüm konaklama tesislerine “turizm işletme belgesi” alma zorunluluğu getirilmişti. Ancak bu uygulama Anayasa Mahkemesi’nin dikkat çeken kararıyla tartışmalı hale geldi. Mahkeme, Ekim 2024’te aldığı kararla, belgesiz otellerin mühürlenmesini teşebbüs özgürlüğüne aykırı bularak düzenlemenin gözden geçirilmesi gerektiğine hükmetti. Bakanlığa verilen 9 aylık süre dolmadan mühürlemeler devam etti.
Kapatılan otellerin büyük kısmı yaz sezonuna hazırlanırken, sektör temsilcileri gelişmeyi ağır biçimde eleştirdi. Bodrum Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği (BOYD) Onursal Başkanı Serdar Karcılıoğlu, “Bu kriz, masa başında alınan hatalı kararların ürünü. Mühürlenen otellerin büyük bölümü yeniden açılamayacak. Tatilciler ve işletmeler büyük bir belirsizlikle karşı karşıya kaldı” sözleriyle yaşananları değerlendirdi.
BirGün Gazetesi’ne konuşan kaynaklara göre, mühürlenen otellerin çoğu, doğrudan satış kanalları (web sitesi, çağrı merkezi) üzerinden rezervasyon aldığı için tüketici koruması zayıf kalıyor. Acente aracılığıyla yapılan rezervasyonlarda ise müşterilerin benzer kalitede başka bir otele yerleştirilmesi zorunlu. Uzmanlar, tatilcilerin rezervasyon yapmadan önce tesisin “turizm işletme belgesi”ne sahip olup olmadığını mutlaka yazılı olarak teyit etmelerini öneriyor.
Otel sahipleri ve yöneticiler ise uygulamanın aniden devreye alınmasının büyük maddi ve manevi zarara neden olduğunu belirtiyor. Turizm gelirlerinde önemli düşüşler yaşanabileceği uyarısında bulunan sektör temsilcileri, çözüm için acil eylem planı talep ediyor. “Geçici izin, yapılandırma ya da denetimli açılış modelleri değerlendirilmeli” görüşü öne çıkıyor.